Kendine çok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı, sıkıntısının geçmesi için bir şeyler yapıyordu evde. Fakat tek başına kahvaltı yapmak onun canını daha çok sıkmıştı. Yarım bir kahvaltıdan sonra asasıyla sofrayı toplayıp üstünü değiştirmek için odasına çıktı.
Süslenmek onun en çok zevk alarak yaptığı şeylerden biriydi. Ayna karşısına oturdu, önce saçlarını düzleştirdi sonra yüzüne hafif bir renk verdi. Oradan kalkıp üstüne güzel bir şeyler geçirdi ve seyehat pelerinini giydi. Buharlaşmak istemedi bu havadabiraz yürümek istiyordu. Yüzü gülümseten havaya adımını attı ve yürümeye başladı.
Artık yorulmuştu ve domuz kafasına gitme kararı ile oradan buharlaştı. Muggleların içinden büyücülerin arasına karışmak ona daha güvenli bir ortamda olduğunu hissettiriyordu. Onlarla bir alıp-veremediği yoktu ama rahatta hissedemiyordu. Biraz daha sıkıntısı geçmişti. "Keşke yanımda biri olsa" diye düşünmüştü.
Domuz kafasının kapısının önünde durdu, içeri girip girmemekte tereddüt etti. Son bir kararla kapının kolunu kavradı ve açtı. Kapının gıcırdaması ile içerdeki insanların dikkatleri dağılmış ve gelene bakmak için gözlerini kapının oraya çevirmişlerdi. İçerde hoş bir genç oturuyordu, ona yakın bir masaya oturdu ve gülümseyerk ona baktı.
Hemen bir garson gelip, "Ne istersiniz?" diye sordu.
Mirabella hiç düşünmeden, "Kaymak birası alayım?" dedi. Kaymak birası gelene kadar orada öylece oturdu.